01 May 2011

Bir royal bir de normal düğünün ardından

Nisan ayını bir royal bir de royal olmayan halk düğünü ile itina ile geride bırakmış bulunuyorum. Dünya üzerindeki herhangi normal iki insandan farkları olmayan Kate ile William'ın evlenmesini, internetten an be an izleyen kalabalık grubun ben de bir parçasıydım. Utanarak söylüyorum ki, dünyada Obama'nın seçilmesinden sonra, internette izlenme rekorları kıran düğünü ne yazık ki ben de izledim. Aslında ne gariptir ki "amaaan umursamıyorum bana ne" deseniz de, içinizde bu dürtü ister istemez yaratılmış oluyor ve siz de merakınıza yenik düşüyorsunuz. Ayrıca anlam veremediğim bir şekilde bir düğün hakkında ne kadar spekülatif haberler üretilebilir konusundaki laf salatalarında sizin de tuzunuz bulunuyor. Aman efendim gelinliği falanca tasarımcı dikmiş, yok çok sadeymiş yok Grace Kelly tarzıymış, ıvır kıvır. Gelinliğin yanısıra davetlilerin kıyafetleri de spikerler için malzemeydi tabi. Kadın milleti olarak kılık kıyafetten sorumlu gönüllü bakanlarız hepimiz. Örneğin bbc spikeri David Cameron'un eşinin şapkasız gelmesini çok yadırgadığını belirtti. Hatta şapkalı katılımın şart koşulduğu davete başbakanın eşi olarak, şapkasız gelmenin çok ilginç olduğunun altını çizdi durdu... Gördüğünüz gibi ben de ne kadar dikkatli dinleyip, izlemişim. Adeta içime işlemiş :)
Gelelim royal düğünden sonra dün gitmiş olduğum normal halk düğününe. Sanırım damadı pek de sevmememe rağmen hiç bir zaman unutamayacağım bir düğün deneyimi oldu dün yaşadığım. Hikayemiz şöyle başlar; İspanyol damat ile fransız kızımız New Mexico'ya taşınacakları için 3,5 yıllık beraberliklerini aniden evliliğe taşımaya karar verirler. Apar topar hazırlıklar tamamlanır, sadece aile ve çalışma ortamlarındaki arkadaşlarının çağrılacağı küçük davet için hazırlanmaya ve 30 Nisan'daki düğünlerini duyurmaya başlarlar. (Sanmayın ki aylar öncesi, benim perşembe günü haberim oldu düğünden. diyebilirsiniz ki sen damadı sevmiyorsun ya o da seni sevmiyormuş demek ki, geç haber vermiş :) olabilir tabi.) Cumartesi sabah saat 10'da belediye salonunda toplanmak üzere duyuru yapılır. Epi topu 25 kişilik aile ve yakın çevreden oluşan topluluk gelin ve damadın imza törenleri için bir odaya alınır. Tören başlar, öncelikle 2 nur topu gibi iri kıyım İngiliz memur teyzelerde, tatil günü çalışmanın verdiği mutsuzlukla, "ah mutlu olmalıyız" duygularının çarpıştığını hissetmemek işten bile değildir. Ayrıca bu iri kıyım teyzelerden sarışın olanı neler yapmamız ve yapmamamız gerektiğini bize dikte eder, söyler diyemiyorum çünkü resmen komutan gibiydi :)) Tipik karşılıklı sözler verilir kısmından sonra gelin ve damat genel geçer yemin metinlerinin dışında kendileri kaleme aldıkları, bir nevi and niteliği taşıyan sözlerini açıklarlar. Önce damat başlar... (Hani benim pek sevmediğim, ukala ötesi ve acaip zeki olan. küçük bir ayrıntı, yanlış anlaşılmasın ama gördüğüm en zeki ispanyol olduğunu belirtmeliyim.) Adam ikinci cümlede hüngür hüngür ağlamaya başlar, ben şaka olduğunu düşünürken birden bire I LOVE YOU I LOVE YOU repliklerini hıçkırıklara boğar. Tahmin edileceği üzere salonda benim de dahil olduğum tüm bayan grubu ağlamaya başlar... Evet bundan sonrasındaki ilginçliklere de değineceğim fakat bana hayat dersi niteliği taşıyan bu olayı paylaşmadan edemedim. Sevmediğimi düşündüğüm bir insanın asla unutmayacağım bir hikayede baş rolde olması sanırım ön yargılarımı yönetmek için hayat dersi niteliğindeydi.
İmzalar da atıldıktan sonra, damadın ailesi,- ispanyol geleneği imiş - evli çiftin üzerine pirinç atılması için elimize 250grlık pirinç paketleri dağıttılar. Gelin ve damadı pirinç yağmuruna tuttuktan sonra saat 13'de kendi evlerinde organize edecekleri düğün yemeği için herkes salondan ayrıldı. Ev partisindeki yemekler ve ortam gerçekten son derece samimi, gösterişten uzak ve gerçekti. Ahtapot salatası, midye, ıstakoz, farklı türlerde salam sucuk türevi etler, zeytin, sangria :) say say bitmez... Sonra bir diğer ispanyol geleneği olarak bir anda damadın babası, damadın kravatını kesmek üzere grubu etrafına topladı. Damadın kravatı lime lime kesildikten sonra orada bulunanlara dağıtıldı. Bunun uğur getiren bir hatıra olduğu da belirtildi. İspanya'da kesilen bu parçalar açık arttırma usulü ile satılarak evli çift için para toplanmasına vesile olunuyormuş ama dün para toplama kısmını yapmadılar. Bahçede güneşin tadını çıkarırken damadın annesi elinde kocaman bir sepetle belirdi ve tüm kızlara üzerinde gelin ve damadın adının yazılı olduğu rengarenk yelpazelerden dağıtıldı. Erkeklere ise püro... :) Nikah şekeri yerine bu fikri çok tuttuğumu söylemeliyim.

Özetle çok keyifli bir gün geçirdiğimi söylemeliyim. Tanıdığımı zannedip hoşlanmadığım bir insanı ömür boyu hatırlanacak aktivite ile verilmiş sınavlar haneme ekledim...

1 comment:

Ingiltereden Alisveris said...

Fikri bende tuttum keske bikac resimlerini de ekleseydin