13 September 2008

Bugün cumartesi

Cumartesi günü için erken sayılabilecek bir vakitte kalkıp güneşin tadına varmak istiyordum ki İstanbul'da sonbahar yüzünü göstermeye başlamış diye düşündüm. Pazar tadında bir cumartesi ve yoğun bir haftanın kafa karışıklığı ile kanepede uzanmış apartmanların arasından ne kadar gökyüzü kaldıysa payıma tadını çıkarmaya çalışıyorum. Zaman geçiyor ve ben öylece duruyorum diye sürekli bir pişmanlık hali içindeyim. Kardeşimin bir yandan iş arıyor olması, kendi işimdeki huzursuzluğum şu andaki modumun mimarlarından. Birşeyler yapmam lazım? En acilinden...

09 September 2008

Neden Life Trainee?

Spineless bloğumdaki hareketlenme sonucunda 'noluyor yaw acaba hacklendi mi?' diye düşünmüş. Demek ki seni şaşırttım ama sanırım bundan sonra şaşırtmaya devam edecek gibiyim. Uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadığım birşeydi bloğa aktif olarak yazmak. Başlangıç olarak neden, nasıl, niçin sorularını cevaplamak istiyorum.
Aslında adı gereği böyle normal bir blog olmasını planlamamıştık. Management Trainee olayıyla dalga geçmek, iş ararken karşılaştığımız mülakat tecrübelerimizi paylaşmak, duyurmak istemiştik. Life Trainee'nin çıkış noktası da iş dünyasının aranılan pozisyonu Management Trainee olmuş oldu. Aslında herşeyden öte herkes kendi hayatında trainee modunda. Yaşadıklarımız hepimizi terfi ettiriyor. Ama bu pozisyonun kariyer vaadini ben çizemiyorum.

Giriş bölümü ve açıklamayı kısa tutup, en sevdiğim ispanyol tasarımı olan kukuxumusuya odaklanın istiyorum. Tasarımlar müthiş, herşeyle dalga geçiliyor. Göz atılası...

Gelelim ayağımın tozuyla sevgili Alice'den gelen mim olayına. Çok heyecan verici. Ne de olsa ilk mimim :) Ev hayatında nelerden nefret ettiğimi mercek altına almam istenmiş. Hay hay diyerek, huysuzluğumun sesini serbest bırakıyorum.

1. Alt komşunun tuvalette sabah sabah sigara içmesinden nefret ediyorum. Nasıl beddualar ettiğimi anlatamam. Sabahın temiz ve ferah havasında tuvalet kokusuyla karışmış sigaradan nefret ediyorum. Nedeni basit; çünkü ben yeşilaycı bir insanım, sigaradan nefret ediyorum ama sigara böreği bu durumdan nasibini almayan yegane yiyecek.

2. Böcekler, karıncalar ve bilimum haşerelerden nefret ediyorum. Tamam yalnız kalmaktan iyidir ama yatağımın üstünde de onları görmek istemiyorum.

3. Yoğun geçen bir haftanın üstüne komşu eşrafının haftasonunda çıkardığı lüzumlu, lüzumsuz tamiratlardan nefret ediyorum. Matkap herkesin kullanımına açık olmamalı hatta ve hatta ehliyeti olmayan bu aleti kullanmamalı.

4. Bozulan ev aletleri, akan musluklar, sönen lambalar, bu liste uzar gider...

5. Herşeyden ötesi alt komşumdan nefret ediyorum. Çatlak yalnız yaşayan, bir çocuğu olan mimar bir kadın ama piskopat. Mimarlarla sorunum yok ama başarılı bir mimar olsaydı evinde sürekli bitmek bilmeyen bir tamirat olması normal olur muydu? Geçen sene binbir gürültüyle değiştirdiği parkeleri bu yıl tekrar söküp yaptırır mıydı? Offf offf...

6. Dolap boşken dışarıdan gelen cezbedici yemek kokularından nefret ediyorum. Hayır yani içim acıyor evde yemek yok diye, canım çekiyor işte :(

7. Temiz olmayan tuvaletten ve mutfaktan nefret ediyorum. Olayı detaylandırıp mide bulandırmaya gerek yok değil mi?

Gelenek olarak benim de birilerini mimlemem gerekiyor. O zaman spineless hadi bakalım sıra sende.

08 September 2008

Plan program

Bir anlık gazla yeniden sazı elimize alma fırsatını sundu hayat. Bu konudaki desteği için sevgili iş arkadaşım Alice e teşekkürü bir borç bilirim. Sesini kimsenin duymayacağını sandığın anda imdada yetişen kurtarıcı blog... Marketing plan yaparken uydurulmuş rakamlardan sayısalı tutturabilir miyiz dersin? Lost dizisindeki uğursuz rakamları sayısal lotoda deneyen olmuştur muhakkak. Bundan sonra ben de gördüğüm her rakama bu muameleyi yapacağım.