28 July 2010

Deneme...

Herkes deniyor ben de denemek istiyorum... deneme diyebilirsin ama tutamıyorum zamanı, kenan doğulu bile tutamamış ben mi tutayım (kötü oldu kabul)

tamam yine classic fm yayında ve beni düşüncelere sevkedecek derecede anlamlı çalıyor, ikincisi The Box filmini yeni izlemiş olmam Donnie Darko sonrasında hayal kırıklığı yaratmış olsa da, filmden çıkabilecek güzel alıntılar ve dersler vardı allah için...

birincisi "hayatımızın kendisi bir kutu aslında, içinde yaşadığımız ev bir kutu, izlediğimiz televizyon bir kutu ve biz bununla kendimizi öldürüyoruz. ölünce içine girdiğimiz bir kutu..." bu böyle uzayıp gidebilir... kutu yerine sınırlandırılmış demek geliyor içimden. hayatımızın her anında bir sınırla çarpışıyoruz. İlginç gelebilir ama çok basit bir yöntemle insanın istediği anda herşeyi yapabileceğini ve değiştirebileceğini kendime kanıtlamış oldum. Nasıl mı?

Bulaşık yıkıyorum, eylem basit. Her zamanki gibi içi yarıya kadar çay/kahve dolu muglar lavabonun içinde. çay veya kahve koyu renkli sıvılar... hayatımızdaki ya da vücudumuzdaki kötü düşünceleri sembolize etsin. bir yandan da muslukdan sabit hızla saf temiz yeni su, içi yarıya kadar kahve/çayla dolu olan bardağın içine nüfuz ediyor. bardakdaki su seviyesi ilk etapta aynı koyulukta yükselirken belli bir süre sonunda taşarak taşarak bardağın içindeki koyu sıvı saf suyla yerdeğiştirmiş oluyor...
bunu gözlemlerken birden bire "hiçbirşey için geç değil" dedim kendi kendime.

ama diğer taraftan da bardağın içindeki koyu sıvıyı sembolize eden ya insanlar olsa dediğimde, tanıştığın her seni insan eski kötülerini kovamayacak ki. dahası aşağıdaki kötüler yeni gelenleri etkileyecek... ben o kötü insanları yoksaymak istiyorum. keşke hiç olmasalardı...

No comments: