Nefes dediğin bedeni terkedince uzaktan kumandası yitirilmiş araba gibi kalıyormuş insan.
Ölüm de cansız bedenin yerini özleme bırakmasıymış meğer.
Hadi "dedeme" telefon edelim deyip de o telefonun bir daha hiç açılmayacak olmasıymış.
Resimlere bakıp bakıp öldüğüne inanamamakmış...
96 yaşındaydı dedeciğim... okuyanlar için kimisine eh zamanıymış dedirtse de her ölüm erken benim için... o benim hayat kahramanımdı.
6 yaşındayken ilk mektubu yazdığım, dert ortağımdı.
Şimdi sevgilisine kavuştu. Babaannemin kaybından sonra görevini tamamladığını düşündü ve sessizce 7 ay bizi vedasına hazırladı. Giderken de "allahaısmarladık, iyi ölmeler iyi ölmeler" diyerek gitti.
Gideli 11 gün oldu bile. Tam kendine yakışır biçimde gitti, bile bile ve eğlene eğlene...
Uzakta olmanın dezavantajı kendini gösterdi yine
dakika farkıyla yetişemedim son nefese
meğer son randevumuz morgda olacakmış kendisiyle
uyurmuş gibi yatarken dedem sedyede
hoşçakal diyebildim sessizce
söyledikleri kaldı geride
"ayrılık olacak ki kavuşmak olsun" diye
avuturdu beni her gidişimde...
5 comments:
Dedeler için kimse uzun yaşamış zaten demez, diyemez. Allah rahmet eylesin.
Basin sagolsun.
Nur icinde yatsin sevgili deden life trainee'cigim. Haklisin, her olum aci, hepsi erken. Ama tanri hepimize torunlarimizi saglikla kendi boyumuza getirmeyi nasip etsin:)
Nur içinde yatsın dedeciğin, anılarıyla yaşarken sabır diliyorum sana...
iyimisin?
Post a Comment