Hani hepimiz gavuru takdir eder, yurt dışında gördüğümüz herşeye ayran budalası gibi hayran hayran bakarız ya, bazen öyle şeyler oluyor ki istemeden "şu anda İstanbul'da olmak vardı anasını satıyım" şarkısını söylemeye başlıyorsunuz.
Üniversiteden bir arkadaşımın Londra'da başına gelen olay da bu tezimizi destekleyecek nitelikte... Arabasına dün gece hırsız giriyor. camı kırarak girdiği için her yer kan revan... hırsızın sert bir cisim kullanmak yerine kendini kurban etmesi de ayrıca tartışılacak bir konu ya neyse... biz mağdura dönecek olursak, sert bir cisim kullanmayı akıl edemeyen salak hırsız Tomtom'u çalıyor. sabah bu manzara ile karşılaşan arkadaş haliyle polisi durumdan haberdar etmek üzere aradığında, polisin tutanak tutmak üzere geleceğini hayal ederken kendini, polisin "kanıt var mı, kanıt?" sorusuyla, bizzat polisin yapması gereken işi yaparken buluyor. (şimdi daha iyi anlıyorum CSI gibi dizilerin niye revaçta olduğunu, kendi kanıtını kendin buluyorsun, bunu okulu da olmadığına göre eh diziler sağolsun) ama sağolsun polisler kan izi olduğu için çocuk yaşta bir kızcağızı da örnek almak üzere yollamışlar en azından. işte batının da mat olduğu an budur benim gözümde ama belki benim şark kafamla çözemediğim bir ileri medeniyet unsuru olabilir bu prosedürler zincirinde. Sizce nasıl?
1 comment:
cok ilginc gercekten. bazen o pratik kendimizce buldugumuz cocumler var ya biz turklerin boyle dusunmemize sebep oluyor herseyin kuralina kitabina gore yapilmasi adet olmus burda. boyle seyler banada cok oldu simdi aklima gelmedi ama. sanirim bununla alakali bir durum.
Post a Comment