30 June 2009
Geçmiş zaman olur ki...
Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim ama ortaokulda aşık olduğumuz, uğruna ne acılar çektiğimiz platonik aşklarımızın facebook'taki evlilik fotolarındaki hallerine bakıyorum da, Allah kurtarmış bizi diyorum. Casper sen özgür ol zaten bence, hele de bu kılıkla, git bir daha da gelme... Sevgili mööö sen de aynen...
22 June 2009
One Love one Love...
İnsan festivale gidince işitme, görme ziyafeti çeker değil mi? Doğrusu pek güzel bir festivaldi. Bütün gün çimlerde yaymak suretiyle amele yanıklarına davetiye çıkarttım. Tabi bugün bütün gün çimlere yaymanın acısını popomda sanki spor yapmışım da kas ağrısı çekiyormuş gibi hissettim. Ama neyse... Bu festivalde ne gördüm ne gördüm derseniz, hatunlarımız pek bir güzel ve marjinal olmak adına türlü numaralarla kendilerini gösterecekler diye yarış içindeydiler. Anlamadığım birşey var tüm festivallerde dövmesiz, ve pencere tipi gözlüksüz hatun bulmak imkansız. Tamam benim de gözlüklerim pencere tipi ama en azından kahverengi. Festival boyunca gördüğüm gözlük çerçeveleri, ben diyeyim hayal dünyam siz diyeyin gökkuşağı kadar renkliydi. Festivalin adı One Love, ben de gördüm bir one love... Aman nazar değmesin ama genç yaşlarına rağmen süper matrak, pozitif, uyumlu, enerjik, sevimli bir evli çiftle tanıştım ve pek bir mutlu oldum. Bir festivalde böyle geldi geçti bakalım. Yarınki Placebo konseri için çalışmak lazım, yarın ofiste son dakika işlemleri olarak Placebo'nun yeni albümüne çalışacağız artık.
18 June 2009
Yerli malı yurdun malı ama herkes onu kullanmamalı...
Başlıkta sözü edilen "mal", Türk erkeklerini ifade etmektedir. Kusura bakmayın ama yerli malı yani yerli erkekler tercih edilmemeli. 2 yıl önce tanıştığım Alman bir arkadaşım, (alt tarafı 4-5 kez görüşüp muhabbet etmişizdir) Türkiye'ye geldiğini ve görüşmek istediğini söyleyebiliyor. Yani adamlar kadir kıymet biliyorlar, hal hatır sorabiliyorlar. Ama kaldı ki, insanın "sevgilim" diye adlandırdığı "mal"lar bu medeniyetten yoksun oluyorlar. Sen tut yıllarını, aylarını geçir, bitince de bitsin. Türk ilişki yapısından, türk erkeklerinden hoşlanmıyorum. Senden kimler hoşlansın diyebilirsiniz, o zaman da "önce insanlık" derim. Sabah sabah sinirlendim...
16 June 2009
Dünyanın çivisi çıkmışken benimkiler de çıkmış çok mu!
Başlığa bak hizaya gel. Ama 3 haftalık raporluluk döneminden sonra işe dönüş pek zor geldi doğrusu. Adaptasyon güçlüğü çekiyorum resmen. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de ofisimiz boyanıyor. Hem de hafta içinde en yoğun çalışma saatlerinde... Ne güzel ne güzel... Plazamızın adından gelen Ak olma durumu her yerde kendini gösteriyor. Neyse efenim sebeb-i blogum, 4 yıl seviyeli ve düzeyli bir birlikteliğim olan 2 adet çivime vedadır. Malumunuz elem bir kaza sonucu kırılan ayak bileğime çakılan çivilerimi törenlerle uğurladım. Artık onları ayağımda değil çantamda taşıyorum. Torunlarıma anlatacak maceralarıma bir yenisini eklemek üzere, gelecek atraksiyonları bekliyorum. Önümüz yaz, haydi hayırlı işler :Pp
Subscribe to:
Posts (Atom)