25 February 2010

Cupcakes OUT Whoopie Pies IN


Başlığa aldanmayın benim gönlümde cupcake'lerin ya da muffin'lerin ya da diğer bir değişle kağıtta/kalıpta pişen küçük keklerin yeri ayrıdır... Ama aldığımız verilere göre Amerika'dan sonra Londra'da da cupcake'lerin tahtını elinden alacak yeni gıda ürünümüz whoopie pie'larmış. Özetle iki tane çikolatalı cookie'nin krema aracılığı ile birbirine bağlanmasından oluşan eşşiz lezzet olarak düşünülebilir. İsteğe göre fıstıklı, zencefilli ve balkabaklı whoopie pie'lar mevcut. Henüz tadına bakma fırsatım olmadı, malumunuz rejim var bünyede...
Ama ilgilenenler ya da nefsine güvenenler buradan buyurabilirler.

23 February 2010

Film Repliklerini Sevenlere...

Film izlerken kağıda kaleme sarılmaya son... Aradığınız meşhur film repliklerini buyrun buradan takip edin :)

İşte geldim burdayım, ben bu işte ustayım :))

Londra Metrosu koltuk döşemesi ne demek istiyor?

Şimdiii; aşağıda görülen resimler London-Central Line metrosunun koltuk döşemelerine aittir. Koltuk döşemesinde anlatılmak istenen, defalarca teklarlanan kelime nedir? Süre başladı, hadi bakalım :Pp

18 February 2010

Spor Salonundan insan manzaraları

Hayatımın bu dönemi sanırım kendime ayırmam gereken zamanlar diliminden oluşuyor. Şu aralar sportif aktiviteler hayatımı domine ettiği için varsa yoksa spor salonunda gördüklerim oluyor aklımda... abartmayalım tabi arada okul ve ulaşım hattında yaşadıklarım da beni etkisi altına almayı başarıyor haliyle. geçenlerde koşu bandının üzerinde 0 beden, sarışın, ultra seksi hatun modelinin azıcık popo üstü koordinatlı Chanel dövmesinin beni benden almasına kimse engel olamaz... sadece ben etkilenmedim tabii... hedef kitlesi edeleli ve balon erkekler olan hanım kızımız, vücudunun ve saçlarının salonda yaratacağı etkiden emin, aslandan kaçarcasına bacaklarını o narin poposuna çarptırırken dövmesiyle zeka seviyesini kanıtlıyordu. ama zekayla işi olmayan kitlemizin salyalarının yarattığı kaygan zemin etkisi de salon trafiğinde kitlenmelere neden oluyordu. bir anda ağırlıklardan gelen sesler ve nefesler artmaya başlamıştı... ve ve ve ben dayanamayıp kaçtım. hırsı sevmem herşey zevk için olduğundan ihihi hemen tüydüm... eh belki biraz kıskanmışımdır ama doğruya doğru otoban sağlam zeminden ibaretti...

14 February 2010

TEMİZLİK

içimde bir takım kötü duygular var... kusmam lazım. geçmişime göz dikip duracağına önüne bak pislik.(buradaki pislik benim)
geçmiştekinin ötesi berisi senin ne işine anlamıyorum. geçmişimdeki bir iki salak kızı kıskanıyor muyum neyim. evet itiraf ediyorum. hayır bunun erkek arkadaş ve sevgililik durumlarıyla uzaktan yakından alakası yok. hayatın belli döneminde yer işgal etmiş kız parçacıkları işte. ben silsem hatırlatıyorlar kendilerini...
o kız salaktı zaten, kimse haddini bildiremedi kendini çok birşey zannetti, hala da zannediyor işin garibi... kendini prenses statüsünde gören kızlardan nefret ediyorum. sürünün emi... çok mükemmelsiniz, siz olmazsanız dünya durur maazallah...haa tabi tüm erkekler de size hasta. hepsi size yazıyor... işler siz olmadan yürümüyor...
ama neyse iyi düşüneyim iyi şeyler olsun. güzel dostluklarım oldu... onun da olsun... öff kötü düşünmeyi bile tam olarak beceremiyorum. hayır yani bir kere düşünsem boşaltsam içimi. özür dilerim bunu da beceremedim ben yine.
mutsuz blog yazarlığından alternatif renkli blog yazarlığına geçicem az kaldı. malzemelerim hazır sayılır, resimleri aktarmam lazım... ama o bilmiş kız öff çık git kafamdan... pazar ya bugün; çamaşır yıkanıyor bir yandan. ben de çamaşır makinesinin kazanına dalıp gittiğimde aklıma geldi bu kötü düşünceler.

03 February 2010

Karar vermeye karar veriyorum nereden başlamalıyım?

Şimdi bu dönemde ne yapacağıma kabaca karar verdim...
1. spor yapıyorum. düzenlisinden hem de. bu sporun başına sıfat arıyorum. yakında DELİCE SPOR YAPIYORUM olarak bu cümle revize edilecek. hedef büyük! 30a 3 kala törenlere başlamak lazım yavaştan.
2. kalem kağıda sarılıyorum bolca. email da neymiş. eskiden email mı varmış? haa şu bir gerçek ki posta adreslerini istemek için email atıyorum yalnızca. mektup arkadaşlarım var artık bolca. doğum günlerinde ben geleceğim posta kutularına. mektup arkadaşı olmak isteyenlere itina ile mektup yazarım :)

şimdilik 2 madde var. benim gibi kararsız biri için yeterli başlangıç olarak.

çiçeklerimi özlüyorum arada ama ne yapsam london havasına uyumlu çiçekler mi alsam. biliyorum ki hayatımın bu dönemi "istediğim herşeye sahip olamayacağım bir dönem" olacak, sabredip ne kadar istekli olduğumu göstermem gerekecek. kendi kendime yetebilir hayatımı kurabilmek istiyorum. izin verir misin? bana yardım eder misin? ne olur bir mektup da sen göndersen bana şöyle en açığından... şunu yap, ben burdayım işte desen ya da ima etsen yani ne olur?

iyi geceler...