30 March 2009

Dönüşün anatomisi

Sonunda döndüm... Seçim sürecine dahil olsam herhalde ancak bu kadar gezebilirdim diyorum. Bir aylık yoğun bir maratondan sonra akşamları evime dönebilmenin huzur ve mutluluğunu yaşıyorum. Evde olmak güzel... Arkadaşlarla olmak güzel... Ama bütün gün masa başında olmak güzel değil. Neyse bu süreçte edindiğim güzel ve fantastik yol maceralarımın yanısıra kendi içimde bir ilki yaşadığım ayrılığın da analizlerini gözden geçirme fırsatım oldu. Malumunuz bir ilişkiyi kendi özgür irademle sonlandırabilme ilkine nail olmuş olmam, bir yandan bunun gelgitleri derken 3 haftayı devirdik. Eee sanırım ben iyi durumdayım, iyi hissetmeme kimi zaman şaşırsam da bazen de yalnızlık buğusu sarıyor ama sonra geçiyor. Eski sevgiliden sonra ortak arkadaşlarımızdan edindiğim bilgilere göre, kendisi benim hayatında karşısına çıkabilecek en iyi insan olduğumu bildiğini, benimle olmadıysa da kimle olacağı konusunda büyük tereddütleri olduğunu belirtmiş. Ya nedir bu iyi insansan en çok seni öperler muhabbeti yaa? iyiyim evet ne olmuş, ben bunun iyi tarafını göremiyorum. olumlu düşüneceğim ve bundan da kurtulacağım en kısa zamanda. yol maceralarımı toparlamam lazım... ayrıca daha yapılacak, görülecek çok iş var.

23 March 2009

Not back yet!!

İnşallah en kısa zamanda "I'm back" diyen bir yazıyla yol maceralarımı aktarabileceğim. Ama şu anda 07:10 da kalkacak olan Konya destinasyonlu uçağım için hiç bir hazırlık yapmamış olmak vee veee en kötüsü de bir anda x-1'i neden hatırladığımı ve unutamadığımı çözememenin verdiği buğu hasıl oldu şu güzel akşamıma. nefret etmeyi neden başaramıyorum yaa, bir resim gördüm yine yine içim bir hoş oldu. aynı bakışlar aynı gülüş öff pişmanım pişmanım. gerizekalı insan niye bi kere aramaz ya. eziğim malım salağım. kaç yıl olmuş tık çıkmamış. bundan sonra bekle çıkar. aptallllllll aptallll. bunların hepsi kendime. neyse see you some time...

10 March 2009

Uzun ince bir yoldayım...

Başlıktan da anlaşılacağı üzere uzun ince bir yoldayım. Gerçi yolu tasvir edecek sıfatlar değişkenlik gösterse de yolun kendisi hiç değişmiyor. Mart ayının ilk haftasını Trabzon-Giresun-Ordu ve Samsun ile geçiren ben, şimdide Kahramanmaraş için yollarda olacağım. Duman'ın dediği gibi 'Belki alışmam lazım, ... yalnızlığa'... Neyse i am like a rolling stone. Bu da sevgili spineless için yol durumumdur. Haftaya Ankara, Bartın ve Zonguldak, sonraki hafta ise Konya ile taş yolumu tamamlayıp denize ulaşmayı hedefliyorum. Yol anılarım ve fotolarımı da aktaracağım ama zaman zaman zaman. Yol maceralarım yine atraksiyonel yine dopdolu, hadi hayırlısı bakalım...

No Photoshop Yes Vitamin


08 March 2009

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

8 Mart Pazar günkü Cumhuriyet gazetesinin Pazar ilavesinde gördüğüm Kotex reklamını paylaşmak istedim. Yer yer iyi tespitler yapılmış kadın milletini anlatan. Ama bazen hiç mutlu olamamış töre kurbanı kadınları düşündükçe de sessiz kalasım geliyor.

Sevgili Erkekler,

Biz, bir erkeğe soru dolu gözlerle baktığımızda, onun hayatımızda ömür boyu kalıp kalmayacağını merak ederiz.

İyi olup olmadığımız sorulduğunda biraz durgun bir ses tonuyla "iyiyim" diyorsak aslında pek iyi olmadığımızı söylemek isteriz.

Günün ortasında sizi arıyorsak eğer, biraz ilgiye ihtiyaç duymuşuzdur demektir.

Ailemiz hakkında biz kendimiz olumsuz konuşabiliriz belki ama sizin eleştirmenizi istemeyiz.

Kilo aldığımızı biz kendimiz söyleyebiliriz ama sizin bunu onaylamanızdan hiç hoşlanmayız, kırılırız.

"Bu aralar kilo aldım galiba" diyorsak iltifat edilmesini bekleriz.

İsteklerimizi dolaylı yoldan ifade ederiz. Mesela "üşüdüm" diyorsak bize sarılmanızı istediğimizi söylemişizdir.

Bir şeye "tamam" demişsek ve fakat isteksiz söylemişsek, kesinlikle tamam değildir.

"Seni seviyorum" cümlesini bir kez duymak bize asla yetmez.

Çok küçük şeylerden mutlu oluruz bir de. Beklenmedik anlarda gelen bir demet çiçek, gün içinde kısa bir telefon mesajı ya da küçük bir sürpriz...

Bugün Dünya Kadınlar Günü. Sadece bugün değil her gün sevgi ve ilgi bekleriz. İnanın ki bunu hak ederiz.